iLahiyat Forummum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am

 

 Toplum Hayatında Dinin Rolü

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Doremi
Yeni Üye
Yeni Üye
Doremi


Mesaj Sayısı : 37
Kayıt tarihi : 26/01/09

Toplum Hayatında Dinin Rolü Empty
MesajKonu: Toplum Hayatında Dinin Rolü   Toplum Hayatında Dinin Rolü EmptyÇarş. Mart 25, 2009 3:30 pm

Toplum Hayatında Dinin Rolü

Fert hayatında dinin rolü ne ise toplum hayatında da odur. Dinsiz önce kendini, sonra Allah'ı inkâr eder! Kendi varlığını inkâr etmeyen bir insan için Allah'ı inkâra yol yoktur.
Büyük Türk filozofu İbni Sina (980-1037), insanın yaratılış icabı medeni olduğunu, toplu halde yaşamak fıtratını taşıdığını ifade eder. Hiçbir insan bütün ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz. Bundan dolayıdır ki cemiyet halinde yaşayan fertler, birtakım karşılıklı hak ve vazifelerle birbirlerine bağlıdırlar.
Toplumun bekası, mutluluğu, içtimaî hakların, ahlâkî kayıtların, büyük bir titizlikle korunmasına bağlıdır. Hak ile görevi birbirinden ayırmak mümkün değildir. Cemiyetlerin devam ve bekası için zaruri olan hak ve görevleri teminat altına alacak, bu kavramları himaye edecek ve insan kalbinin derinliklerine yerleştirecek olan en kıymetli değer bunlara kutsiyet vermiş olan "Din"dir, uluhiyet fikridir.
Din, bazı hasta dimağların zannettikleri gibi beşeriyete sonradan aşılanmış arızî bir şey değil, aksine ruhun fıtrî bir kuvvesi, bir özelliğidir. İstinat eylediği başlangıç gibi hakikî, ezelî ve ebedîdir.
Tarih, toplum halinde tanıdığı kitlelerin hepsinde bir dinin hâkim olduğunu gözler önüne sermektedir. Toplumlar mutlaka bir dine tâbi olmuş, ibadet namına birçok merasim ve ayinler yapmışlardır. İnsanlar putlara tapacak, taşlara ve ağaçlara secde edecek kadar cehalet ve vahşet içinde yüzdükleri zamanlarda bile dinî alâka ve hislerden uzak kalmamışlardır. Ruhun bir özelliği olan din fikri insanla beraber doğmuş, her kavimde sosyal hayatın ihtiyaç ve icaplarına göre gelişmiş her toplumun medeniyetine, müesseselerine temel olmuştur.
Din fertler için fıtrî ve yaratılıştan gelen bir zorunluluk halinde nasıl devam ederek gelmişse ferdî uzuvların kaynaşmasından oluşan cemiyetlerin bünyeleri için de hayat vesilesi olmuştur. Fertler gibi toplumların da bütün hayatî melekelerini dinin kaynağından almış oldukları tarihin gösterdiği bir gerçektir. Günümüz sosyolojisinin dinî, içtimaî amillerin en esaslısı sayması da bundandır. Dinsizlik nasıl fert için bir felâket kaynağı ise, aynı derecede cemiyet için de felâket kaynağıdır.
Dinin manevî otoritesinin hakim olmadığı cemiyetlerde "Hak kuvvetlinindir, kuvvetliler yaşamalı zayıflar ortadan kalkmalıdır" tarzındaki sakat ve acımasız mantık geçerlilik kazanır. Bundan sonra o toplumlarda saadet ve huzurdan söz edilemez. (1) Fertleri, dinin manevî otoritesine kalben ve fikren bağlanmış cemiyetlerde ise zayıf, aciz, yoksul ve kimsesizler daima himaye görmüş, yalnızlıklarını unutmuşlardır. Bir toplum dinin manevî otoritesini benimsediği kadar, ahlâkî umdeleri de kabullendiği ölçüde olgunluğa ulaşır. Ahlâkî prensiplerin başta gelen kaynağı ise dindir.
Dinin ruhî ve toplumsal gerekliliği hakkında Batılı ilim adamları da müsbet görüşler ileri sürmüşlerdir. İmanın kaynağı olan din, her cemiyet için temel prensiptir. Cemiyet imanla kurulur, ilimle gelişir. Dinsiz hiçbir cemiyet yoktur. İnsanlık maddi anlamda ne kadar ilerlerse ilerlesin hiçbir zaman dinsiz yaşayamayacaktır. Tarih bunun nice örnekleriyle doludur. (2)

(1) A. Hamdi Akseki, İslâm, s. 93.
(2) Geniş bilgi için bkz. M.Rahmi Balaban, İlim, Ahlak, İman
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Toplum Hayatında Dinin Rolü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dinin Doğuşu Hakkındaki Görüşler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iLahiyat Forummum :: DİNLER TARİHİ :: İlahiyat Forummum |Diğer Dinler|-
Buraya geçin:  
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am
nursungurnur@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin Tomurcuk & Administrator
©PhPBB
Yetkinforum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar