iLahiyat Forummum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am

 

 Gazze'yi Unutma!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
|ŞehLâ|
Admin
Admin
|ŞehLâ|


Mesaj Sayısı : 232
Nerden : Saturn :)
Kayıt tarihi : 20/01/09

Gazze'yi Unutma! Empty
MesajKonu: Gazze'yi Unutma!   Gazze'yi Unutma! EmptyPtsi Nis. 13, 2009 9:59 am

Gazze'yi Unutma! Cocuk2byk


“Çocuklar hangi suçundan dolayı öldürüldü?”

Değerli Okuyucular; yukarıdaki başlığa binaen Tekvir Suresi’ni bir ayet dahi atlamadan yazmayı gerekli gördüm:
“Güneş dürülüp karardığında, yıldızlar dökülüp söndüğünde, Dağlar yürütüldüğünde, doğuracak develer başıboş bırakıldığında, yabani hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde, denizler kaynatıldığında, ruhlar bedenlerle birleştirildiğinde, kız çocuğuna hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda, defterler açıldığında, gök yerinden oynatıldığında, cehennem alevlendirildiğinde, cennet yaklaştırıldığında kişi ne yaptığını görecektir.
Doğan ve batan yıldızlara andolsun, kararmakta olan geceye andolsun, ağarmakta olan sabaha andolsun ki, bu Kur’an, değerli, güçlü ve arşın sahibi katında itibarlı, saygın ve güvenilir bir elçinin sözüdür. Arkadaşınız kesinlikle mecnun değildir. Andolsun ki o, Cebrail’i apaçık ufukta görmüştür. O gaybî bilgilerde en doğru ve en emindir. O, lanetli şeytanın sözü değildir. Nereye gidiyorsunuz? Kur’an herkes için, özellikle sizden doğru yolda gitmek isteyenler için bir öğüttür. Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (Tekvir: 1-29) Yirmi iki gün süren Gazze katliamı bittiğinde üçte biri çocuk olmak üzere 1369 Filistinli kardeşlerimiz şehid edildi. 5000 bin kardeşimiz yaralandı.

Çocuk katilleri karadan, havadan, denizden, orantısız güç kullanarak, Vandalları andıran bir vahşetle saldırdılar. Çocuk-ihtiyar; erkek, kadın demeden öldürdüler, yakıp yıktılar.

Dünya, bütün bunlara karşı nutku tutulmuş gibi sustu, tık demedi; Amerika zaten dünyada dünyalı değil. Sanki benim rakibim artık dünyalı değil uzaylı, ben yıldız savaşları yaparım dercesine Gazzeli kardeşlerimizi “kötü adam”, “siyah adam”, İsrail’i de “beyaz adam” ilan etti. Tarafsız kalmayı bırak İsrail’e taraf oldu ve onun arkasında durdu.. Rönesans’ın maddeci mirasına dayanan Batı, Gazze katliamını, televizyonda çizgi film seyreden çocuklar gibi seyretti. Bilgi tıkıştırılmış, yabancı kültürle yoğrulmuş kimi aydınlar, her gün bir taviz vererek şerrinden kurtulabileceklerini sandıkları için “Amerika ne der, Avrupa ne der?” endişesi ile müthiş bir sessizliği tercih ettiler. Kısaca dünya hayret verici bir hareketsizliğin içine gömüldü. Gazze’yi dipsiz bir kuyuya attı merdivensiz bıraktı.

İslam Dünyası ne mi yaptı? Onun belirttiği mana ve lif lif didiklenen ruh muhtevası, artık korkunç denebilecek bir badirenin eşiğinde olduğumuzun en çarpıcı bir çığlığıdır. İslam’ın yürekleri eriten ulvi heyecanından güç kazanan Müslüman toplumlar, bugün temelinden çatısına kadar estirilen “tefrika” fırtınalarıyla harabeye yüz tutmuştur. Bu muazzam yapının sarsıntısını, fırtınanın çıkardığı canhıraş ıslığı her idrak sahibi duymuş, görmüş ve bilmiştir.

Artık başımızı iki avucumuzun arasına alıp düşünmeliyiz. Bakınız Yüce Allah sevgili Peygamberimiz için ne buyuruyor:

“Andolsun, size içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir, size çok düşkündür, müminlere karşı şefkat ve merhamet doludur. “(Tevbe: 128)

Daha peygamber olmadan “Mazlumları Koruma Derneği” diyebileceğimiz “Hılfu’l-fudul”a giren(üye olan) mazlumların yanındaki Peygamber, bütün insanlığın acısı ile yanmıştır. Acıyı bize o öğretti. “Ben hüzünlerin peygamberiyim” diyen o ufuk insanının, çağların günahlarını yıkamak için gece yarılarında akıttığı gözyaşları, yattığı şilteyi ıslatıp Hz. Aişe’yi uyandıracak kadar sel olup çağlamıştır. Hz. Fatıma, ablası Rukiyye’nin kabri başında ağlarken, onun gözyaşlarını elbisesinin ucuyla silmiştir (Müsned; 1/335). Vefat eden oğlu İbrahim için ağladığı gibi (Buhari; Cenaiz/ 43), vefat eden arkadaşları için de gözyaşı dökmüştür (Ebu Davud; Cenaiz/ 35) Gazze için, Müslümanların perişan durumları için de mutlaka ağlamıştır. Merhamet-i Muhammedî’nin bu acı duruma ağlamaması mümkün değildir. Çünkü o Yüce Peygamber; “Allah’ım! Ürpermeyen kalpten, yaşarmayan gözden sana sığınırım” yakarışını sık sık tekrar etmiştir.

Evet, çocuk katilleri ayette belirtildiği gibi “…Kız çocuğuna hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda…” ne yaptıklarını göreceklerdir. Cahiliye döneminde -az da olsa- kız çocuklarını diri diri gömüp öldürenlerle, yaşadıkları binaları başlarına yıkarak beton altına bu yavruları gömenler arasında ne fark olabilir. Bu cahiliye kalıntılarının, kız çocuklarını gömerek öldürenlerden tek farkı, birinin bu vahşeti işlerken teknoloji kullanmaması, ötekinin kullanmasıdır.

Gazze’li çocuklar ağlamasın, biz ağlayalım; İslam dünyası ağlasın. Gözyaşı, günahların affı için yapılan fiili bir duadır. Bazen bir günahın affı için bin gözyaşı gerekir, bazen da bir damla yaş bin günahı temizler. Rabbimiz bir, Kitabımız bir, bir imam arkasında aynı kıbleye yöneliyoruz. Peki, neden parça parçayız? İşte bunun için tefekkür edip, ağlayalım, yapamıyorsak, Müslümanların dertleri ile dertlenemiyor, yakılan, yıkılan Gazze, ailesini kaybeden çocuklar, çocuklarını kaybeden aileler, şehitler, yaralılar bizi ağlatamıyorsa, ağlayamadığımız için gözyaşı dökelim.

Gazze’li çocukları ağlatmayalım, onlar için yıkılan okulların yerine okul, harab olan evlerinin yerine yeni evler, yerle bir edilen camileri yerine cami, velhasıl ne gerekli ise onu yapalım.

Gazze’yi unutmayalım; zulme uğramışların, boynu büküklerin, yoksul, yetim ve kimsesizlerin gözlerinden süzülen yaşlar Allah katında mutlaka ve mutlaka karşılığını bulacaktır.

Prof. Dr. Mehmet ERKAL
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ilahiyat.forummum.com
 
Gazze'yi Unutma!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iLahiyat Forummum :: GÜNDEM :: |Filistin Özel|-
Buraya geçin:  
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am
nursungurnur@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin Tomurcuk & Administrator
©PhPBB
Bedava forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar