|
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
|
Konu |
Yazan |
GöndermeTarihi |
|
| Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
|
|
| Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
|
|
| Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
|
|
| C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
|
|
| Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am
|
|
| Kadın, başörtüsü, hürriyet, demokrasi, ramazan. (HAYRETTİN KARAMAN) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
mercan Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Kadın, başörtüsü, hürriyet, demokrasi, ramazan. (HAYRETTİN KARAMAN) Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am | |
| Soru: 1- Kadınlardan size en çok hangi konularda soru geliyor? Cevap: Âdet dönemi süresi, yasakları, işaretleri vb., kadının boşama hakkı, boşanmış kadınların tekrar evliliğe dönmeleri imkanı, kocanın kötü muamelesi, baskısı, hakkı kötüye kullanması, başörtüsü, okuma, çalışma, harem-selam oturma, kadının vazifeleri, miras hakkı...
Soru: 2- Dini konularda kadınlar daha çok soru soruyorlar. Bunun nedeni sizce kadınların eğitim seviyesinin düşüklüğü müdür, yoksa kadınların dini konulara olan ilgisinin fazla olmasından mıdır? Cevap: Bana gelen sorularda kadınlar değil, erkekler önde; onlardan daha çok soru alıyorum. Genel olarak kadınlar daha çok soruyorlarsa bunun önemli bir sebebi de onların, genel bilgilenme imkanlarından -erkelere göre daha az- istifade etme imkanına sahip olmalarıdır.
Soru: 3- Sizin özellikle üniversitelerde başörtüsü sorunun yoğun olduğu dönemlerdeki tavrınız kamuoyu için çok bağlayıcı oldu. Bu bağlayıcılığın nedeni sizce Marmara İlahiyat'ta iken bu sorun hakkınızda ortaya koyduğunuz tavır mı yoksa dini bir otorite olarak görüldüğünüzden miydi? Cevap: İlim ve ahlak olarak güvenilir bulunmam sebebiyle olmalıdır.
Soru: 4- Türkiye'de -diğer İslam ülkeleriyle karşılaştırdığımızda- kadın gerçek kimliğini ya da değerini buldu mu? Cevap: İslam ülkelerinde kadının gerçek kimlik ve değerini bulması bakımından farklı, fakat hepsinde az çok mevcut problemler, aksaklıklar, eksiklikler var. Türkiye'de de kadının müslüman olarak varoluşunu gerçekleştirmesi ve kemal yolculuğunda ilerlemesi bakımından önemli engeller var. Bu engellerin iki önemli kaynağı dikkatimi çekiyor: a)Geleneğe bağlı insan-kadın, aile anlayışı; b)İdeolojik dayatmalar.
Soru: 5- Son zamanlarda ilahiyat kökenli kadınların akademik çalışmalarına fazlaca rastlanmaya başlandı. Özellikle televizyon programlarında konuşan bu kadınlara sıkça rastlanması Türkiye'de kadının İslami açıdan gelişmişliğini gösterir mi? Yoksa bu yeterli bir gösterge değil midir? Cevap: Geçen gün devlet televizyonunda, din psikolojisi dalında ilim yapmakta olan bir bayanın konuşmasını dinledim; belli çevrelere hoş görünme veya oralardan olumsuz tepki almama baskısı altında konuştuğu izlenimini edindim. Başka kanallarda konuşturulan bayanların da program yapımcıları tarafından seçildiğini, onların istedikleri kadar (veya şekilde) konuşabildiklerini gördüm. Programını bayanların yaptığı ve kendi ölçütleri dışında hür oldukları konuşmalara pek raslamadım. İyi yetişmiş, erkeklerin düşünce ve konuşmalarına yeni değerler katacak kadın ve kızlarımızın yetişmiş olduğunu biliyorum, onlara fırsat vermek lazım. Ancak bütün bunlar Türkiye'de kadının, islami açıdan gelişmişliği bakımından bir genel hüküm delili olamaz.
Soru: 6- Sizce düşünce ve sözlerin açıklanma hürriyetinin sınırları nelerdir? Cevap: Başkalarına hakaret içermeyen, kutsallarına karşı saygısızlık ifade etmeyen, yalan, iftira, gıybet gibi günah olmayan, kamu düzenini bozmayan sözleri söylemek ve yazmak serbest olmalıdır. Bir gurubun ilkelerine, inançlarına, dünya görüşlerine ters düşüyor diye söz hakkı kısıtlanmamalıdır.
Soru: 7- Başörtüsü yasağına karşı çıktığınız için Marmara Üniversitesi'ndeki görevinizden ayrılmak zorunda kaldınız. Bu ayrılık ve cesurca tavrınız sahip olduğunuz bilimsel çevre tarafından nasıl karşılandı? Size destek olanlar veya yaptığınızı eleştiren arkadaşlarınızın tepkileri nelerdi? Cevap: Çalıştığım kurumdaki meslektaşlarımdan olumlu veya olumsuz tepki almadım; bana karşı "görünürde yorumsuzluk" şeklinde değerlendirebileceğim bir tavır aldılar. Üniversite çevresi dışında kalan çevrem ve ilim çevresi genellikle olumlu tepki gösterdiler. Öğrencilere gelince, hem davaya zarar verebilecek taşkınlıkların olmaması hem de çok muhtaç oldukları moral destek yönünden tavrım ve diyalogumuz iyi sonuçlar verdi.
Soru: 8- Din eğitimine bir yaş sınırı getirilmesi, İmam Hatip Liseleri üzerindeki baskılar ve başörtülü öğrencilerin üniversitelere alınmaması düşünüldüğünde yapılan açık ve seçik bir insan hakları ihlali olmasına rağmen bir hukuk devleti olduğu anayasasında özellikle belirtilen Türkiye'de bu sınırlamaların gerçek ve gizli gerekçeleri nelerdir? Yapılmak istenen nedir? Cevap: Türkiye'de irticadan söz edenler bunu tarif etmiyorlar. Söylediklerine bakılırsa iki şeye irtica dedikleri anlaşılıyor: 1. İslam (şeriat) devleti kurmak, 2. Belli bir sınırın ötesinde dindarlık. Bu sınır da çevrelere göre değişiyor; bazılarında beş vakit namaz kılmak, eşin başını örtmesi, kadının elini sıkmamak, alkollü içki kullanmamak... irticâî faaliyet sayılıyor. Soruda sözü edilen tedbirler ile -ki öteden beri vardır, 28 Şubat'ta askerlerce ön plana çıkarılmış ve dayatılmıştır- bu iki anlamdaki irtica engellenmek isteniyor. Onlara göre Türkiye İslam'ı farklı, yumuşak, başka kültürlerle çatışmayan, dönüşüme direnmeyen bir islam olmalıdır. Demokrasi ve laiklik adına (bunları korumak için) insan hak ve özgürlüklerini ortadan kaldıran veya evrensel ilkelere aykırı şekilde kısıtlayan totaliter rejimleri engellemek için tedbir almayı anlayabiliyorum (bunu demokrasilerde yeri vardır), ama derecesi ne olursa olsun dindarlığı engellemek için alınan tedbirlerin demokrasilerde ve laiklikte yeri olamaz, olmamalıdır.
Soru: 9- Son 10 yıldır yaşanan süreçte aslında Türkiye'de 1. kuvvetin medya olduğu anlaşıldı. Zira basın-yayın organları asılsız konuşmaları, görüşmeleri rahatça manşet yapmaya başladı ve bu manşet konuşmalarının yanlış olduğu kesin olarak ortaya çıktığında her hangi bir yaptırıma maruz kalmadıkları gibi bu konuda etik bir rahatsızlık duymadıkları da ortaya çıktı. Acaba Türkiye'deki insan hakları ihlalinin en büyük nedeni özgürlüğün savunucusu olacakken yasakların söz meydanı olan bir basın anlayışına sahip olması olabilir mi? Sizce bu medya anlayışını Türkiye daha ne kadar taşıyabilir? Cevap: Medya hakkındaki değerlendirmemize katılıyorum. Bundan kurtulmanın yolları: a)Genel olarak ahlaki gelişme. b) Halkın müspet bir eğitim faaliyeti ile uyanması, iyiyi kötüden ayırır hale gelmesi, kendilerine ve ülkeye zarar veren faaliyetleri parası ve oyu ile desteklememesi, sivil toplum örgütleri oluşturması ve bu örgütlerle kötülüğe karşı meşru "savaş" açması, yani mücadele etmesidir.
Soru: 10- Ramazan sizce nedir? Sizde hangi duyguları uyandırır? Cevap: Ramazan bir "ibadet, rahmet ve mağfiret yoğun" aydır. Ben de uyandırdığı duygu ve düşünceler "daha çok deruni tefekkür, manevi murakabe (denetim) ve muhasebe (kendimi hesaba çekme), daha ziyade hayır ve hasenatta bulunma, Kur'an'a daha yoğun ilgi...
Soru: 11- Ramazan'ın Müslümana yüklediği başat değer sizce nedir? Örneğin bu değer sadece oruç mudur, teravih midir yoksa yardım duygusu mudur? Cevap: Bunların hepsi ve daha fazlasıdır. Başatın belirlenmesi kolay ve değişmez değildir.
Soru: 12-Hayatınızda iz bırakan şahsiyetler, kitaplar, filmler ve kentler nelerdir? Cevap: Benim gibi yetmişine gelmiş insanlara "Hayatınızda..." diye soru sorulduğunda doğru cevap vermek zordur; çünkü birçok etkileyici amilin adı unutulmuş, fakat tadı (etkisi) kalmıştır. Bu soruya cevap verirken şu anda hatırda olanlar ve hatıra gelenler satırlara yansıyor; hatıra gelmeyenler içinde daha önemli olanlar bulunabilir. Bir de tesir (iz) yoruma tabidir; bazı izler yapıcı, bazıları uyarıcı, ibret verici, şuur oluşturucudur vs. Kitaplarıyla veya canlı olarak tanıdığım ve bende iz bırakan insan sayısı buraya sığmaz. Kitaplar da böyle. Fazla film seyredemiyorum. Çağrı'yı hemen söyleyebilirim. Psikolojik tanıtım ve tahlil içeren birçok yabancı filmi de ilgi ile izlerim. Mekke, Medine, İstanbul, Konya, Semerkand, Buhara, Şaki, Leningırat, Paris, Sidney şu anda aklıma gelenlerdir. | |
| | | | Kadın, başörtüsü, hürriyet, demokrasi, ramazan. (HAYRETTİN KARAMAN) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
|
|
|