Miraç Mucizesi
Miraç hâdisesi, Peygamberimizin Cenâb-ı Hak ile buluşması, O'nu görmesi ve sohbet etme şerefine ulaşmasıdır. Dünyada iken hiçbir insana nasip olmayan bu yolculuk, Efendimizin "Burak" adı ile bilinen bir vasıtaya bindirilmesi ile şimşek sür'atinde (hızında) gerçekleşmiştir. Miraç yolculuğunun ilk bölümü dünyada gerçekleşmiş ve Peygamberimiz, Kabe'den başlayarak Kudüs'teki Mescidi Aksa 'ya ulaştıktan sonra, oradan da Allah'ın izni ile sema tabakalarına yükselmiştir. En modern uzay araçlarıyla bile binlerce yıl sürecek olan miraç yolculuğu, Allah'ın izni ile bir anda tamamlanmıştır. Peygamberimiz, sema tabakalarında kendisinden önce gelen peygamberlerle görüşmüş, meleklerle konuşmuş, kıyametten sonra bütün insanların toplanacağı Cennet ve Cehennem'i görmüş ve en sonunda da Rabbimizle sohbet etme şerefine ulaşarak geri dönmüştür.
Acaba uzay gemilerinin bile zorlukla yapabildiği bir seyahati, bir insanın tek başına yapması mümkün müdür?
Elbette mümkündür. Çünkü Rabbimiz için "zorluk" diye birşey yoktur. Koskoca yıldızları, güneşi, ayı ve milyarlarca yolcusuyla birlikte dünyamızı uzay boşluğunda bir top gibi döndürüp gezdiren Rabbimiz, en sevdiği kulu olan o yüce Peygamberi yanına getiremez mi?
Ve bu yolculuğu, çok kısa bir süre içinde gerçekleştiremez mi?
Elbette gerçekleştirebilir. Çünkü zamanı yaratan da Allah'tır.
Cenâb-ı Hak, öldükten sonra tekrar yaratılacak olan insanların hesaba çekileceğini ve Cennet'i kazanan insanların, haşir meydanından Cennet Bahçelerine çok kısa bir sürede ve adeta uçarak gideceklerini bildirirken, dünya vasıtalarıyla (araçlarıyla) ellibin sene sürecek olan bu yolculuğun, miraçtaki gibi kısa bir süre içinde gerçekleşeceğini haber vermektedir.
Peygamberimizin miracı, bütün insanlar için çok büyük bir müjdedir. Çünkü Efendimiz, bu seyahati sırasında gezdiği âlemlerin bir hayâl olmadığını görmüş, kendi gözleri ile müşahede ettiği (seyrettiği) Cennet güzelliklerini ümmetine (müslümanlara) anlatmış ve insanoğlunun en çok korktuğu ölümün bir Cennet yolculuğundan ibaret olduğunu ispatlayarak onların yüreğine su serpmiştir.
Miraç hâdisesi; ölümün, üzüntülerin, sıkıntıların ve korkuların asla olmadığı ebedî saadet hazinelerinin bir anahtarı gibidir. Ve insanoğlu için en büyük müjdedir.
Uzun bir seyahate çıkan kişi sevdiklerine nasıl hediye getirirse, Efendimiz de miraç seyahatinden dönerken bizlere namaz hediyesini getirmiş ve namaz kılan bütün müslümanların bir anda ve ruhen Allah'ın huzuruna çıkacağını, O'nunla görüşeceğini, öldükten sonra da yine namaz sayesine Cennet'e uçacağını müjdelemiştir.
Bizler, sadece müslümanlara getirilen o hediyenin kıymetini bilmeli ve namaz vasıtasıyla günde beş defa miraç yapabilme şerefine ulaşarak "gerçek insan" olmalıyız