İnsanın ahlâkla olan yakın ilişkisi, başka hiçbir disiplin için söz konusu değildir. "Ahlâki" ve "gayr-ı ahlâki" tabirleri, neredeyse "insanî" ve "gayr-ı insanî" tabirleriyle aynı anlama gelecek şekilde kullanılır. Ahlâk, insanın kayıtsız kalamayacağı bir olgudur.
İnsan, iyilik ile kötülük arasında bir gerilim halindedir. Hem iyilik hem de kötülük hakkında bilgisi vardır. Bunlardan birini seçebilecek ve uygulayabilecek güce de sahiptir. İnsan; iyiliğe yönelir ve yeteneklerini o yönde geliştirirse güzel ahlâklı; kötülüğü seçer ve kendini o yönde yetiştirirse kötü ahlâklı diye isimlendirilir.
İslâm dininin gayesi, insanı güzel ahlâk sahibi kılmaktır. Güzel ahlâklı insanın ayırd edici vasfı, kötülüklerden kaçınıp iyilikleri istemesi ve hayatta onları uygulamasıdır.
İyiliğin ve kötülüğün ne olduğunu soran kişiye Hz.Peygamber (s.a.s.)'in verdiği cevap şöyledir: "İyilik, güzel ahlâktır. Kötülük(günah olan şey) de, seni içten içe rahatsız eden ve insanların farketmesinden hoşlanmadığın şeydir" (Müslim, 45. Kitabu'l-Birr, Bab: 14-15).
Peygamberimiz (s.a.s.) kendi gönderiliş gayesini, ahlâkî güzellikleri tamamlamak olarak belirtmiştir. Ebu Hureyre'nin naklettiği hadis-i şerif de şöyle buyurur: "Ben ahlâkî güzellikleri tamamlamak Üzere gönderildim." (Müsned-i Ahmed İbn-i Hanbel, c.II, s. 381).
Abdullah İbn-i Amr şöyle der: "Peygamber (s.a.s.), ne çirkin bir söz söyler, ne de kötü bir eylemde bulunurdu. O bu konuda şöyle buyururdu: "En iyileriniz, ahlâk bakımından en güzel olanlarınızdır" (Buhari, Sahih, 78. Kitabu'l-Edeb, 39).
Peygamberimizin (s.a.s.) güzel ahlâkın önemini vurgulayan bir başka hadisi şöyledir: "Şüphesiz insan, güzel ahlâkı ile, geceyi ibadetle geçiren insanın derecesine ulaşır." (Ebu Davud, Sünen, 35. Kitabu'l-Edeb, Bab: 8, H. No: 4798).
Güzel ahlâk, aynı zamanda, kişideki imanın olgun olup olmadığının da bir göstergesi durumundadır. Hadisde şöyle buyurulur: "İman açısından en olgun mü'min, güzel ahlâk sahibi olan ve ailesine iyi davranandır."(Tirrnizi)
Görüldüğü gibi, iman ile ahlâk arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Güzel ahlâk, kemal seviyesindeki olgun bir imanın göstergesi durumundadır. Kötü ahlâk da, iman'daki zaafa işaret eder. Çünkü İslâm'da dinamik, harekete geçirici bir iman anlayışı vardır. İnsanların sadece iman etmeleri değil, aynı zamanda güzel eylemlerde bulunmaları da istenir.
Asr sûresinde şöyle buyurulur: "Asr'a yemin ederim ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip güzel eylemlerde bulunanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır."(Asr Sûresi)