|
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
|
Konu |
Yazan |
GöndermeTarihi |
|
| Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
|
|
| Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
|
|
| Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
|
|
| C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
|
|
| Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am
|
|
| Kanaat ve Tevekkül | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
hüzünbaz Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 43 Kayıt tarihi : 07/02/09
| Konu: Kanaat ve Tevekkül Ptsi Mart 09, 2009 9:59 am | |
| Kanaat; insanın sahip olduğu kıymetlerin değerini bilmesidir. Mevcut olanla yetinip, çalışmayı bırakmak değildir. Aksine, gücü yettiğince çalışmak, çalışmasının sonunda elde ettikleriyle yetinmek, başkalarının malına göz dikmemektir. Kısaca kanaat, hırs ve ihtiras sahibi olmamak demektir. Peygamberimiz (s.a.s.), hırs ve ihtirasa kapılmanın tehlikesine şöyle işaret eder: "Allah'a yemin ederim ki, benden sonra şirke döneceğinizden endişe etmem. Ancak ihtirasa kapılıp menfaat yüzünden birbirinizle didişmenizden korkarım." (Tecrid, c. IV, s. 513, H. No: 661) İnsana düşen, kazanmak için çalışıp tembellik yapmamaktır. Çünkü insanın kendi alınteriyle kazandığından daha değerli başka bir geliri yoktur. Peygamberimiz çalışmanın önemini şöyle dile getirir: "Hiçbir kimse kendi elinin emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma asa yiyemez." (Tecrid, c. VI, s. 369, H. No: 967) Ayrıca, meşru yollardan kazanılan ve harcanan zenginlik övülmüştür: "Takva sahibi bir insan için zenginliğin hiçbir mahzuru yoktur."(Sünen-i İbn-i Mace, 12. Kitabu't-Ticarat, Bab: 1; H. No: 2141) Kanaat ile tevekkül, birbirleriyle yakından ilgili olan iki ahlâkî fazilettir. Tevekkül de; insanın gerçekleştirmek istediği bir iş için gereken her şeyi yapıp, sonucu Allah'tan beklemesi halidir. Yüce Allah şöyle buyurur: "...Allah'a tevekkül edene Allah kafidir. Allah emrini yerine getirendir. Allah, her şey için bir ölçü tayin etmiştir." (Talak, 3) Tevekkül İslâmî bir zihniyetin ifadesi durumundadır. İslâm'da herşeyi bilen, herşeye güç yetiren ancak Allahtır. Dolayısıyla insan; yakın vadede kendi kendisi için faydalı gördüğü bir işin uzak vadedeki sonucunu tam olarak hesaplayamaz. Bu sebepten tevekkül eden insan, faydalı gördüğü bir işi gerçekleştirmek için gereken her şeyi yapmak zorundadır. Tevekkülün temsil ettiği zihniyette sonuç, Allah'tan beklenir. Sonuç insanın beklediği gibi gerçekleşmediği takdirde, hayal kırıklığına uğranmaz. Çünkü şöyle inanılır: "..Hoşunuza gitmeyen nice şeyler vardır ki, sizin Hz. Peygamber kanaat ve tevekkül sahibi olabilmenin pratik yollarını da göstermiştir. Şöyle buyurur: "Geliri sizden yüksek olanlara değil aşağı olanlara bakınız. Allah'ın üzerinizdeki nimetini hor görmemeniz için yapacağınız en uygun şey budur." (Tirmizi, 38. Kitabu Sıfati'l-Kıyame, Bab: 58, H.No: 2513) | |
| | | | Kanaat ve Tevekkül | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
|
|
|