Zeyd b. Halid Cühenî'nin (r.a.) anlattigina göre:
Allah Resulü (a.s.) Hudeybiye'de geceleyin yagmi§ olan yagmurdan sonra kendilerine sabah namazi kildirdi. Namazi bitirince yüzünü cemaate döndürdü ve: "Bilir misiniz, Rabbiniz ne buyurdu?" diye sordu. Allah ve Resulü en iyi bilendir, dediler. Allah Resulü: "Allah, kullarimdan kimi bana iman etmi§, kimi de kâfir olarak sabahladi. Her kim Allah'in ihsani ve rahmetiyle üzerimize yagmur yagdi dediyse i§te o, bana iman etmi§, yildiza iman etmemi§tir. Her kim de §u þu sebeplerle üzerimize yagmur yagdi dediyse i§te o, bana degil, yildiza iman etmi§tir, buyurmu§tur" buyurdu.
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettigine göre:
Allah Resulü (a.s.) §öyle buyurmu§tur: "§ani Yüce Allah, (Meleklerine) §öyle buyurmu§tur: Kulum bir kötülük yapmaya niyetlenirse, aleyhine onu hemen yazmayin. Eger o i§i yaparsa onun adina tek bir kötülük yazin. Kulum iyi bir i§e niyetlenir de yapamaz ise, niyetini bir iyilik olarak yazin. Niyetini gerçekle§tirir ise on iyilik yazin."
Ibn Abbas (r.ahm.) anlatiyor:
Allah Resulü (a.s.) §ani Yüce Rabbinden rivayet ettigi bir kudsi hadiste §öyle buyuruyor: "Allah, iyi ve kötü §eyleri tayin etmi§tir. Sonra da bunlari açiklami§tir. Kim bir iyilik yapmaya niyetlenir de yapamaz ise, Allah o ki§i adina tam yapilmi§ bir iyilik yazdirir. Eger niyetlendigi bu iyiligi yapabilirse, §aný Yüce olan Allah, o ki§i adýna on iyilikten ba§layarak yedi yüz kati ve hatta daha çok kat iyilik yazdirir. Kim de bir kötülük yapmaya niyetlenir de yapmazsa, Allah o ki§i adina tam yapilmi§ bir iyilik yazdirir. Eger o ki§i bir kötülük yapmaya niyetlenir de yaparsa, Allah onun adina tek bir kötülük yazdirir."
Enes b. Malik'in (r.a.) naklettigine göre:
Allah Resulü (a.s.) §öyle buyurdu: Aziz ve Celil olan Allah §öyle buyurdu: "Hiç §üphe yok senin ümmetin, bu nedir, §unun hâli nedir? diye pek çok sorular sormaktan vazgeçmeyecekler. Hatta (sonunda): Mahlûkati Allah yaratti, fakat Allah'i kim yaratmi§tir? diyeceklerdir."
Ebu Hureyre'nin (r.a.) haber verdiğine göre:
İnsanlar Allah Resulü'ne (a.s.) hitaben: Ey Allah'ın Resulü! Biz Kıyamet gününde Rabbimizi görür müyüz? diye sordular. Allah Resulü (a.s.): "Dolunay olduğu gece, onu görmek için itişip kakışır, birbirinize zarar verir misiniz?" buyurdu. Hayır, Ey Allah'ın Resulü! dediler. Tekrar; "önünde hiç bir bulut yokken güneşi görmekte birbirinize zarar verir misiniz?" diye sordu. Hayır, Ey Allah'ın Resulü! dediler. Allah Resulü şöyle buyurdu: "İşte sizler onu böyle göreceksiniz." Kıyamet gününde Allah insanları toplar ve: "Her kim neye tapıyorduysa onun ardına düşsün" buyurur. Artık güneşe tapıyor olan güneşin, aya tapıyor olan ayın, tağutlara tapıyor olan tağutların ardına düşer. Yalnız bu ümmet, içlerinde münafıkları da olduğu halde (yerinde durup) kalır. Allah Tebareke ve Teala onlara evvelce tanıdıklarından başka bir surette gelir ve: "Ben sizin Rabbinizim" buyurur. Onlar (Rablerini o tecelli ile tanıyamadıkları için): Senden Allah'a sığınırız. Rabbimiz bize gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır. (Yerimizden ayrılmayız). Rabbimiz bize geldiğinde biz onu tanırız, derler. Allah Teala bu defa onlara tanıdıkları surette gelip: "Ben Rabbinizim" buyurur. Onlar da: Sen bizim Rabbimizsin derler ve ona tabi olurlar. Cehennemin de ortasına Sırat (yani köprü) kurulur. Onun üzerinden ilk geçenler ben ve ümmetim olur. O gün Peygamberlerden başka hiç bir kimse tekellüm edemez. Peygamberlerin de o günkü duaları: Ey Allahım! Selamet ver, selamet ver (den ibaret) olur. Cehennemde Sa'dan dikenlerine benzer dikenler vardır. (Efendimiz) Sa'danı hiç gördünüz mü? diye sordu. Evet Ey Allah'ın Resulü! dediler. Allah Resulü (a.s.): İşte o çengeller Sa'dan dikenleri gibidir. Ancak şu var ki ne kadar büyük olduklarını yalnız Allah bilir. İşte bunlar insanları (kötü) amellerinden dolayı kapıp alırlar. İnsanlardan mümin olanların kimi ameli sayesinde kurtulurken, kimi de Allah onları kurtarıncaya kadar cezalandırılır. Nihayet Allah, kullar arasında kazayı icra edip de sırf rahmetinden olarak Cehennemliklerden dilediklerini Cehennemden çıkarmayı irade ettiğinde meleklere; la ilahe illallah diyenler arasından Allah'ın merhamet buyurmak istediklerinden Allah'a bir şeyi ortak kılmamış olanları Cehennemden çıkarsınlar diye emredecektir. Melekler bunları Cehennemde secde eseriyle tanırlar. Ateş, Adem oğlunun secde izinin yeri dışında her şeyini yer bitirir. Allah secde izini yemeyi ateşe haram etmiştir. Bunlar ateşten yanmış olarak çıkarılırlar. Üzerlerine hayat suyu dökülür ve o su sebebiyle sel uğrağında biten bitki gibi yeniden biterler. Yüce Allah'ın kulları arasında hükmünü sona erdirir. Ancak yüzü ateşe dönük bir kimse kalır. O, Cennete girişi itibariyle, Cennet ehlinin sonuncusudur. O kimse: Ey Rabbim! Yüzümü ateşten döndür, zira kokusu beni zehirleyip duruyor, alevi de beni yakıp duruyor, der. O kimse, Allah'ın dilediği kadar, Allah'a sürekli olarak dua eder. Sonra Şanı Yüce Allah ona: Bu senin dediğini sana yaparsam, acaba ondan başkasını ister misin? buyurur. O kul: Senden, bundan başkasını istemem, der ve Rabbine, Allah'ın dilediği kadar, birçok sözler ve yeminler verir. Bunun ardından Allah onun yüzünü ateşten çevirir. Yüzünü Cennete doğru çevirip Cenneti gördüğü zaman, Allah'ın dilediği kadar sustuktan sonra: Ey Rabbim! Beni Cennetin kapısına yanaştır, der. Bunun üzerine Allah ona: Evvelce sana verdiğimden başka bir şey istemeyeceğine sözler ve yeminler vermiş değil misin? Yazıklar olsun! Ey Adem oğlu! Ne kadar gaddarsın! buyurur. O kul: Ey Rabbim! der ve Allah'a devamlı dua eder. Nihayet Allah ona: Bunu sana versem başkasını ister misin? der. Kul: İzzetine yemin olsun ki hayır der. Ve Rabbine Allah'ın dilediği kadar sözler ve yeminler verir. Sonunda Rabbi onu Cennet kapısına yaklaştırır. Cennet kapısı üzerinde durduğu, Cennet ona açıldığı, içindeki hayırları ve sevinci gördüğü zaman Allah'ın dilediği kadar susar. Sonra: Ey Rabbim! Beni Cennete sok, der. Yüce Allah ona: Verdiğimden başkasını istemeyeceğine sözler ve yeminler vermiş değil misin? Allah layıkını versin! Ey Adem oğlu! Sen ne sözünde durmaz kimse imişsin, der. O kul: Ey Rabbim! Yaratıklarının en kötü talihlisi ben olmayayım, der ve Allah'a devamlı surette dua eder. Nihayet şanı yüce Allah ona güler. Allah ona gülünce: Cennete gir, der. Kul Cennete girince Allah ona: Temenni et, buyurur. O da Rabbinden istek ve temennide bulunur. Nihayet Allah ona: Şunu da bunu da (diyerek) istenecek şeyleri muhakkak kendisine hatırlatır, nihayet dilediklerinin hepsi kesilince Allah Teala: "Bunların hepsi ve daha bir o kadarı senindir," buyurur.
Abdullah b. Mesûd'un (r.a.) naklettigine göre:
Allah Resulü (a.s.) þöyle buyurdu: "Ben Cehennemliklerin Cehennemden son çikacak, ve Cennetliklerin de Cennete son girecek olanini bilip duruyorum. Bu bir kimsedir ki Cehennemden emekleye emekleye çikar, Yüce Allah ona: Git Cennete gir, buyurur. O kimse Cennete varir, ona öyle gelir ki Cennet dopdoludur (herkes kendine ait yerlerini alip, i§gal etmi§, açik bir yer birakmami§tir). Dönüp! Ey Rabbim! Cenneti ben dopdolu buldum, der. Yüce Allah yine ona: Git, Cennete gir, buyurur. O kimse Cennete varir. Yine ona Cennet dopdolu gibi gelir. Dönüp: Ey Rabbim! Cenneti ben dopdolu buldum, der. Allah ona: Git, Cennete gir, dünya kadar ve dünyanin on misli kadar yer senindir (yahut dünyanin on misli senindir), buyurur. O kul: Sen yegâne Melik oldugun halde benimle alay mi ediyorsun (yahut bana gülüyor musun?) der. Ravi der ki: (Bu ilahi vaadi o biçare alay etmek olarak dü§ündügünden dolayi) Vallahi Allah Resulü'nün (a.s.) gerideki di§leri belirinceye kadar güldügünü gördüm. (Ravi der ki, Ashap arasinda) Cennet ehlinin en a§agi mertebede olani i§te bu kimsedir," denirdi.
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettigine göre:
Allah Resulü (a.s.) §öyle buyurdu: "(Her gün) bir kisim melekler geceleyin, diger bir kisim melek de gündüzleyin birbirlerinin pe§i sira size gelir içinizde kalirlar. Bunlar sabah ile ikindi namazlarinda bulu§tuktan sonra (evvelce) içinizde kalmi§ olanlar semaya yükselirler. Yüce Allah namaz kilmi§ kullarinin hallerini en iyi bilen iken (yine) o meleklere: Kullarimi ne halde biraktiniz? diye sorar. Onlar da: Onlari namaz kilarlarken biraktik. Nitekim namaz kilarlarken bulmu§tuk, cevabini verirler."