cüdaa Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 32 Kayıt tarihi : 07/02/09
| Konu: Havf ve Reca Cuma Şub. 27, 2009 1:38 pm | |
| Havf ve Reca
Havf,Allahü teâlâdan korkmak, reca, Allahü teâlânın rahmetinden ümidini kesmemektir. Sebebine yapışmadan bir şey beklemeye temenni,sebebine yapıştıktan sonra, beklemeye reca denir. Temenni, insanı tembelliğe, reca ise, çalışmaya sevk eder. Hadis-i şerifte, (Din işleri temenni ile doğru olmaz) buyuruldu.
Bir kimse, en iyi tohumu bulup, mümbit toprağa eker, yabani otlardan temizler, gübreler ve gerekli ilaçlamalarını da yapar. Allahü teâlâ da bu mahsulü çeşitli afetlerden korursa, bu beklemeye ümit denir. İyi tohum atmaz, kültürel ve ilaçlı mücadelesini yapmazsa, üstelik toprak da mümbit değilse, bu tarladan iyi mahsul almak için beklerse, bu bekleyişe ümit denmez. Çünkü sebeplerin hepsine yapışmamıştır. Ama yine imkansız olmadığı için, buna temenni denir.
Bunun gibi, doğru iman tohumunu kalbine yerleştirip, burasını fena ahlak dikenlerinden temizlerse, ibadet suyu ile iman ağacını sularsa, ölünceye kadar her türlü afetlerden koruması için Allahü teâlâya sığınırsa, yani vazifesini zamanında yaparsa, buna ümit denir. Ümitten muhabbet doğar. Muhabbet makamından yüksek makam yoktur.
İman tohumu doğru olduğu halde, kötü ahlaktan temizlenmez ve ibadet suyu ile sulanmazsa, rahmet beklemek ahmaklık olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Her istediğini yapıp, rahmete kavuşacağını ümit eden ahmaktır.) [Tirmizi]
Demek ki, bütün sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi beklemek ümit olur. O halde ihlasla tevbe eden, kabul edildiğini ümit etmelidir. Tevbe etmediği halde günahına üzülürse, üzülmesi tevbeye sebep olur. Cehennem tohumu ekip, Cennet beklemek büyük ahmaklıktır. Salih amel işlemeden, büyüklerin kavuştukları dereceyi ümit etmek de akılsızlık olur.
Her ibadet eden, Cennetlik olmadığı gibi, her günahkâr da Cehennemlik değildir. Cenab-ı Hakkın gazabı düşünülerek ibadetlere güvenmemeli, af ve mağfireti de düşünülerek rahmetinden ümit kesmemelidir! Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allahü teâlâ, bütün günahları affeder.) [Zümer 53]
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki: (Allahü teâlâ buyurdu ki: Kulum, göklere ulaşacak günah işlese; fakat rahmetimden ümidini kesmeyip, mağfiret dilerse, affederim.) [Tirmizi]
Ümit, korkudan çok olmalıdır: Allahü teâlânın kendisini affedeceğini zannedenin, ibadetleri zevkli olur. Gençlerde korkunun daha fazla olması, ihtiyarlarda recanın daha fazla olması gerekir. Hastalarda reca fazla olmalıdır. Korkusuz reca ve recasız havf caiz değildir. Birincisi emin olmak, ikincisi ümitsiz olmaktır. Yukarıdaki âyet-i kerime ve hadis-i şerif de recanın, ümidin fazla olması gerektiğini göstermektedir.
Korku, ümitten çok olmalıdır: Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Kıyamette kurtuluşa erenler, Allah’a ve Resulüne itaat edip Allah’tan korkan ve sakınanlardır.) [Nur 52]
(İşlediklerinin cezası olarak, artık az gülüp, çok ağlasınlar.) [Tevbe 82]
(Allah katında en kıymetliniz, ondan çok korkup sakınanınızdır.) [Hucurat 13]
Müminun suresinin, (Rablerinin huzuruna çıkacaklarından kalbleri korku ile çarpar) mealindeki 60. âyet-i kerimesindeki kimselerin hırsız mı, zâni mi olduğu sorulunca, Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Bunlar, namaz, oruç ve zekat gibi ibadetlerini yerine getirdikleri halde “acaba ibadetlerimiz kabul olmadı mı” diye korkan kimselerdir.) [Tirmizi]
Bu âyet-i kerimeler de, korkunun fazla olması gerektiğini göstermektedir. Ümidi ve korkuyu bildiren nasslar birlikte incelenince, müminin, havf ve reca arasında olması gerektiği anlaşılır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Havf ve reca [korku ile ümit] arasında bulunan mümin, umduğuna kavuşur, korktuğundan emin olur.) [Tirmizi]
Yani Allahü teâlânın azabından korkarak, rahmetinden de ümidini kesmeyerek, haramlardan kaçıp ibadetlerini yapmaya çalışan mümin Cennete gider.
Allah korkusunun önemi Allah’tan korkmalı, ona karşı kötü zanda bulunmamalıdır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: (Allah’tan nasıl korkmak gerekiyorsa, öylece korkunuz) [A.İmran 102]
(Sizden öncekilere de, size de Allah’tan korkmanızı tavsiye ettik.) [Nisa 131]
(Kötü zanda bulunduğunuz için helake mahkum kavim oldunuz.) [Feth 12]
(Rabbinize olan [ümitsizliğiniz, kötü] zannınız sizi helak etti.) [Fussilet 23]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Allah korkusundan ağlayan, Cehenneme girmez.) [Nesai]
(Benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.) [Buhari]
(Cenab-ı Hak, yemin ile buyuruyor ki: “Dünyada benden korkarak ağlayan hiç kimse yoktur ki, onu Cennette ebedi güldürmüş olmayayım!”) [Beyheki]
(Allah korkusu ile, kalbi ürperenin, ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür.) [Beyheki]
(Günahlarını hatırlayıp ağlayan, hesap görmeden Cennete girer.) [İ. Gazali]
(Allahü teâlâdan hakkıyle korksaydınız, cehilsiz ilme kavuşurdunuz.) [İbni Sünni]
(Allah korkusu, her hikmetin başıdır.) [Taberani]
alıntı (dinimiz islam) | |
|