iLahiyat Forummum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am

 

 Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye..

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
|ŞehLâ|
Admin
Admin
|ŞehLâ|


Mesaj Sayısı : 232
Nerden : Saturn :)
Kayıt tarihi : 20/01/09

Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye.. Empty
MesajKonu: Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye..   Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye.. EmptyPerş. Şub. 26, 2009 3:26 pm

felâ
gûya ile ferahlatayım cümeli
hem’sen de, ne’msen de...
baharat kokusu yayılmış damlara, şevâib peşimde
sönen lambaların direkleri üzerime eğilir...
ışıksız, tâgi, dar ve taş yollarda hışırtılarla dansım bilâistisna
eteğimi bıraksa koluma yapışan sıcakla debelleşirim...
dipdiri kumlar rüzgâra kapılır da o tepeden bu tepeye uçar
ne çöl kimsenin, ne kimse çölün; mağrur
derim, derim de Şiraze şu hafi divanda havf içinde beklerim

ey hâile!
hâilem ey!

bereket topraklarında, zirvesinde Samura’nın bir esinti dolanır, koyu kırmızı Şiraze. basamaklı etekleri, fırfırlanmış inişleri. nağme kulaklarımda; kuruluş öyküsünü, yayılış öyküsünü serer her gelene. üçüncü katın güvercinleri konar başıma; beyaz değil, alacalı mı desem Şiraze. yola ağır vasıtaların titreşimi dökülür, bir ay düşer yere gölgesi ardında asılı kalır. çizgi ararım önümsıra, deliğinden her an taşacak bir ateş. Andante Cantabile’yi asıp duvarıma öyle dinlerim. ben Şiraze, atamadım başımdan toprak hasretimi. ne vakit yağsa bereket kapaklanırım, ne vakittir Şiraze bu koku çeker beni.
berd vurur eskiyi anar ellerim
eskiyi eskittim ben çok ekiden -gûn için, bidûn için, hûn için
kadîm sözlerin darbında sersemlemiş işe yaramaz hâldeyim
kim ne etsin beni Şiraze, kimin başına belâ çekeyim
yok kendime tahammülüm, yok kimseye hükmüm; tin, zin, her katın tarihi ben derim çok derin
yakılmış türküler de unutulur, yaşanmış öyküler de
ben Şiraze yoldan geçen izsiz dervişin peşindeyim

Portikus Tapınağı’ndan Karl Kilisesi’ne doğru uzun yoldan sapan nehirlere düşer fikrim. kırılan kalemim Şiraze, ressamın sözleşmesini deler geçer. mûsikîde aradım kendimi, yok. tuvalde aradım, yok. yok üstüne yok Şiraze. âriflerin engin bilgilerine hayretimden küçüldükçe büyür sanki başım. Şiraze bir caminin kollarına atılsam bulacağım ışığımı. al beni götür revaksız avlulu Kurtuba’ya, oradan helezonik minareli Samerra’ya; oradan Fustat’a, Kayrevan’a, Kubbetüssahra’ya... götür beni Şiraze.

toz toprak her yer. toz ve de toprak Şiraze... evler toz, odalar toz; yer gök hava toz, insan toprak Şiraze. bugünden başlayıp çevreme örmeliyim dikenli teller, bütün halklara seslenip “toplanın” demeliyim, işaret parmağımla gösterip kuzeyi biten kitabın son sayfasını ezberden geçmeliyim:

“yetmiş yılın öyküsüydü bu, en berbat tarafından bakılmış. her yanı dökülmüş bir öyküde pembe boya kayıp; griden, siyahtan, kahve tonlardan sıyrılabilecek bir metrekarelik alana bile rastlayamadık. yetmiş yılın öyküsüydü bu. ölümden başkası çıkmadı karşımıza. patatesler, havuç ve lahanalar bir de... ölüm çoktu, toprak da; toprak çoktu, ölüm de... yüksek binalarda daralanlar, ahşap evin içine sığamayanlar, görünmemek için karanlık zamanın karanlığında saklananlar; yüzlerini örtüp öyle dinlediler insanın kurtuluş öyküsünü. ne inandılar, ne de inanmak için kımıldandılar...”

Şiraze bu kadar söz silemedi seni, bu geniş dünya parçasının kanlı yazısı.
nesin sen, toz mu toprak mı?
nesin Şiraze sen, beni ateşe çeken heves mi?
nesin Şiraze, benim bir türlü veremediğim imtihanım mı?

renîndir hep işittiğim
renînim Şiraze
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ilahiyat.forummum.com
|ŞehLâ|
Admin
Admin
|ŞehLâ|


Mesaj Sayısı : 232
Nerden : Saturn :)
Kayıt tarihi : 20/01/09

Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye.. Empty
MesajKonu: Geri: Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye..   Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye.. EmptyPerş. Şub. 26, 2009 3:27 pm

ayân beyândır da kimse görmez
sırat keskindir

izahsızım firâk düştü düşeli, mahşer misâli
bütün tonlamaların gerisinde kendini büyüten hemeze
Titus Tüneli boyunca peşimden seyirtir.
tarihin içine sızsam, taşların arasından derinlere insem;
adımı silsem de şâhikalarda doğsam sâniyen...
tarîh olmaktan sıyrılsam, aşk'ı nisyân tabakasında bulunsam
tecbîn mi derler, tecdîl mi ederler
ve vururlar mı derdimi can damarından?
yani sen'i, yani Şiraze'mi...

karşımda Cebel-i Bereket, müstesnâ beyitlerde dolaşırım gün boyu. Şiraze, yorgun değilim yoklanmalardan; yorgun değilim araya araya kaybolup durakalmaktan. yorgun değilim Şiraze, ceste ceste aralanmaktan, aralıklarımdan ceste ceste akmaktan, ceste ceste yanmaktan. Boğaz'a bakan vîrâneyim, hangi kalabalığa dalsam ezilen yanımla sana dönerim ve biter kelimelerim. istikrârım Şiraze. geç geldin ve gecikmelerden düştü nasîbimize buhrân. geç geldin diye Şiraze, işkence karıştı gündelik işlerimizin arasına, eydan. ve vurdular yazgısını dehrin alnının çatından ve vurdular kün ne varsa, dan dan dan...

“Ey su güzeli! gerd olmuş İstanbul'dan al da gel sevdiğimi.
beni bana sezdirmeden, aşk ile aşk'ı fâşetmeden; safsatasız gel su güzeli.
tütün kokusunu, bal rengi kavgamı ve azdan arta kalan ne ise al da gel.

Ey su güzeli! tütsülendiğim Peştere'den, İset'in şûh güzelliğinden,
Beyaz Deniz üzerinden gel.
perestroyka'dan, intellijenti'den, pravda'dan gel.
dilersen dünyayı dört dön öyle gel.
her hâlini soyun da libâssız dilersen, dilersen arşa uzan da iştiyâksız gel.
gel de nasıl / nereden gelirsen gel.”

başımda bir militan parkasına gömülmüş soğuk mermiler sıkıyor. başımda militan Şiraze beynimin her yerinden beni vuruyor. Şiraze, başımda bir militan beni azar azar yiyor, bitiriyor. varsa zarâfetimi Tanrı Dağları'nda ibrâz ettim, varsa mehâbetimi Beregin nine'ye zîzefûn gölgesinde zerk ettim. zavallı bir kahrın elindeyim de Şiraze, mahzenin dip köşesindeki bölmeye itelendim. manifestoyum bir serencam içinde; sebeb-i ah'ın kaç düstûrdan müteşekkil kılındığını ifşâ ile meşgûliyetim.

sakın Şiraze, kendini ben'den sakın. ola ki çıkma karşıma, çözülmesin bu kör düğüm, efsûnu ömür üstüne ömür sürsün de sürsün. sakın Şiraze, bu aşk'ın nîşinden ebede değin sakın. ne iştir ki düştün “çilem” diye bahtıma; kârım değilsin, zôrum değilsin, arzûm değilsin; değilsin hemvâr Şiraze. arınmak ya da aydınlanmak için vur kendini incir ağacına, durum bundandır ibâret.

sakın Şiraze, ben'i sen'den; sen'i berdimden, nevmîdimden, vînimden ve vîlemden...
korkarım ki aşk'ı incitirim


Şiraze'den Şiraze'ye
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ilahiyat.forummum.com
|ŞehLâ|
Admin
Admin
|ŞehLâ|


Mesaj Sayısı : 232
Nerden : Saturn :)
Kayıt tarihi : 20/01/09

Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye.. Empty
MesajKonu: Geri: Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye..   Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye.. EmptyPerş. Şub. 26, 2009 3:29 pm

kesme nevânı
içine salsalar da keder
kırılsa gönül medd ü cezr ile
hepsi geçer...
hepsi geçer...

el'an Şiraze, gün yüzünü dönerken geceye tırmanıyorum içimdeki Altay'a. ben hep tırmanıyorum Şiraze. tırmandıkça dikleşiyor yokuşlarım. annem düşüyor aklıma bir ara. annem Şiraze, hep uzağımda hep uzağımda. “bir gelse” diyorum, sanki bitecek yorgunluklarım. işte o an başlayacak evcilik oyunlarım.

el'an Şiraze, herkes evine çekilirken sevilmediğimin altını çiziyorum koyu kırmızı bir kalemle. sevmek de sevilmek de bir türlü içinden çıkamadığım Şiraze. altını çizdikçe belirginleşiyor yalnızlığım. yalnızlık Yusuf'un kuyusu, içine düşen ben Şiraze. kervanlar bekliyorum, başı belli sonu olmayan. anlat bana rüyamı, anlat da çözülsün dilim. Söylenmemişleri dizeyim ardı ardına anlasın karşıma çıkanlar taşlar nerelerden sürüklenir gelir. dünyanın bir ucundan diğer ucuna Şiraze. dünyanın bir ucu diğer ucu, diğer ucu bir ucu Şiraze.

bir lâhza durup
lûtf ile
mercanları saçsan
düşse sana kem bakan...
düşse sana kem bakan...

el'an Şiraze, memleket büyüyor gözlerimde allı yeşilli, morlu mavili. içim titriyor, içimden katarlar geçiyor; göğümde beyaz bulutlar, rüzgâr desen of be Şiraze. e aramak, ne özlemek hepsini sil baştan. sil baştan Şiraze. sildikçe açılacaksın, hayat bir “dur” çekecek. durmadan bakılmıyor Şiraze. durmadan da üstelik gidilmiyor Şiraze. dur kalk nöbetlerimde ağrılar saplanıyor başımın sol cenahına. çömeliyorum kıyı köşeye; kıyı köşede sol cenâhım azdıkça azıyor. Uyumalıyım... uyuyup ağrılarımı uyutmalıyım. bir yol bulup onu atmalıyım ya da satmalıyım, mümkünse fırlatmalıyım.
nâzenin olanın hâlinden
bîhaber
açar zakkumlar pembe ve beyaz
“dalmışlar tahayyüle” der
incinir kelebekler...
incinir kelebekler...


el'an Şiraze, vakti dayadık vakte vazifeleri unuttuk yine. gündelik telâşların çemberinde sesimizi yükselttik hiç üstüne. bir hiç olsa olsa hiçtir işte. bu ne biçim iştir Şiraze. sevdamın taktığı çelmelerle yara berelenmiş dört yanımdan sızan kanlarda boğulmak üzereyim. boğulsam sevda mı kalır Şiraze? kalsa da kime kalır Şiraze? vurulmadan önce zamanı durdurmalı, bakmalı iyiden. vurulmadan
önce bir güzel ağlamalı, kurutmalı yaşları dipten. Vurulmadan önce yüreği vurmalı, bitirmeli hepten.

ben Şiraze, her damlada yitişimi izlemedeyim.
ben Şiraze; hep gidenlere, bir türlü gelemeyenlere laf üstüne laf dizmedeyim.
ben Şiraze, her sabah yeni bir ene silmedeyim.
ben Şiraze; hep bir yerde, hep bir yerde beklemedeyim.
ben Şiraze, biledikçe sensizliği bilenmedeyim.
Şiraze'den Şiraze'ye…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ilahiyat.forummum.com
cüdaa
Yeni Üye
Yeni Üye
cüdaa


Mesaj Sayısı : 32
Kayıt tarihi : 07/02/09

Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye.. Empty
MesajKonu: Geri: Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye..   Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye.. EmptyCuma Şub. 27, 2009 1:34 pm

gül gül gül gül

çok güzelll....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Saklı Mektuplar Şirazeden Şirazeye..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Saklı Kentim..! Gizli bahcem..! Mabedim..!
» Cemil Meriç/ Lamia Hanıma Mektuplar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iLahiyat Forummum :: İLAHİYAT FORUMMUM - KÜLTÜR & SANAT & TARİH :: İlahiyat Forummum |Nesir,Makale ve Deneme Yazılar|-
Buraya geçin:  
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am
nursungurnur@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin Tomurcuk & Administrator
©PhPBB
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar