|
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
|
Konu |
Yazan |
GöndermeTarihi |
|
| Perş. Ekim 11, 2012 2:53 pm
|
|
| Çarş. Ağus. 03, 2011 5:22 am
|
|
| Paz Tem. 31, 2011 5:04 am
|
|
| C.tesi Tem. 30, 2011 11:57 pm
|
|
| Çarş. Şub. 02, 2011 5:45 pm
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:40 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:34 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:21 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:11 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 10:03 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:59 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:30 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:27 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:25 am
|
|
| Ptsi Nis. 13, 2009 9:23 am
|
|
| Hristiyanlık | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
ubeyd Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 25 Nerden : Ankara Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Hristiyanlık Çarş. Şub. 11, 2009 3:38 pm | |
| İncil’de Allah’ın bir olduğu, Hazret-i İsa’nın, Allah’ın kulu ve Resulü olduğu yazılı idi. Hazret-i İsa’nın hak olan dini, az zaman sonra Yahudiler tarafından sinsice değiştirildi. Yahudi Bolüs [Pavlos], İsevi görünerek, hakiki İncili yok etti. Sayısız İncillerin yazılmasına sebep oldu. Büyük Kostantin, bütün İncilleri birleştirmek için, miladi 325’de, İznik’te 319 papazı toplayıp, yazdırdığı yeni İncile eski dini olan putperestlikten de birçok şey sokturmuş, yeni bir Hıristiyanlık dini kurmuştu.
Hazret-i İsa’nın ve Barnabas’ın yazdığı İncil’de Allah’ın bir olduğu bildirilmişti. Eflatun’un 3 tanrı fikri de yeni İncile kondu. Papaz Aryüs = Arius, bu yeni İncillerin yanlış olduğunu, bildirince aforoz edildi. Yeni Hıristiyanlık Arius’ün mezhebinden farklı idi. 6 defa meclis kurulup, yeni İnciller ortaya çıktı. Papaz Luther Martin ve Calvin son değişiklikleri yaptı. Bu yeni İncile inanan Hıristiyanlara Protestan denildi. Böylece, Hıristiyanlık, iyice değişti.
Yahudiler, Hazret-i İsa’yı katletmek isteyince, İncili yakıp, ortadan kaldırdılar. O zaman, İncil yayılmamış idi. Çünkü, Hazret-i İsa’nın peygamberlik zamanı 3 yıl olup, iman edenler de pek az idi, çoğu da, okur yazar değildi. 325’de birbirine uymayan 40-50 İncil vardı. Arius mahkeme edilirken, dördü hariç diğer İncillerin yasaklandığı kilise tarihlerinde yazılıdır. Matta İncilinin 15. fıkrasında, (Milletler yoluna gitmeyin ve Samiriyelilerin şehirlerine girmeyin) denildiği halde, 24. babın 14. fıkrasında, (İncil, bütün milletlere vaaz edilecektir) demektedir. Bunun gibi sayısız tenakuz vardır. Hıristiyan bilginleri, dört İncildeki tezatlar yüzünden şaşkınlık içinde kalıp, Ekharn, Kiser, Haysi, Ghabuth, Wither, Fursen gibi araştırmacılar, (İncillerde, ihtilaf çoktur) dediler.
Joseph Barnabas’ın yazdığı İncil, miladi 325’e kadar İskenderiye kiliselerinde okunuyordu. Papa 5. Sixtus, 1585-1590’daki papalık zamanında, bunu İbranice’den İtalyanca’ya tercüme ettirdi. Prusya kralının müşaviri J.F.Gramer, bunu bulup prens Öjene [Eugen’e] hediye etti. Bu ölünce kitaplar Hofbibliyotheke kondu. Bu el yazma İncil, Viyana imparatorluk kütüphanesinde hâlâ mevcuttur.
Bu İncilde Hazret-i İsa diyor ki: Ben günah affedemem, günahları ancak Allah affeder. (Bab 71)
Ben, Allah’ın resulünün yolunu hazırlamak için geldim. Bu Resul, bir müddet sonra, İncil tahrif edilip inananların 30 kişi kadar kalacağı bir zamanda gelir. O zaman, Allah elçisini gönderir. Onun başının üzerinde beyaz bir bulut bulunur. O, putları kırar. Onun sayesinde, insanlar Allah’ı tanır. Ben de hakiki olarak tanınırım. (Bab 72)
O resul güneyden gelir. (Bab 96)
O resulün adı Ahmed’dir. (Bab 97)
[Kur’an-ı kerimde de bir âyet-i kerime meali şöyledir: (Meryem oğlu İsa, “Ben Allah’ın resulüyüm. Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı, benden sonra gelecek Ahmed isimli Peygamberi müjdeleyici olarak geldim” demişti.) (Saf 6)] Barnabas İncili Allah’ın bir olduğunu bildirmekte ve teslisi yalanlamaktadır. Bugünkü İncillerde ve Ahd-i atikte de, bütün tahriflere rağmen, Hazret-i İsa’dan sonra bir Peygamber geleceği yazılıdır. 1886’da İstanbul’da Boyacıyan Agob matbaasında basılan Kitab-ı Mukaddesin Türkçe tercümesinin s.885’de, (O, gelince dünyayı günah, salah ve hüküm hususlarında ilzam edecektir) deniyor. Buradaki "O" nun Latince aslında, Paraclet yazılıdır. Bu kelime, Teselli edici demektir. Papazlar her şeye rağmen, (Benden sonra bir teselli edici gelecektir) ibaresini İncilden kaldıramadı. Pavlos’un yazdığı ve Hıristiyanların Kitab-ı mukaddesten kabul ettikleri mektuplardan "Korintoslulara 1.mektubun, 13/8 de, (Peygamberler sona erecek, diller de kaybolacak [Latince gibi], ilim iptal olacak [Ortaçağ ilmi gibi], ama O kâmil gelince, yarım kalan ve kusurlu olan bilgiler ortadan kalkacaktır) deniliyor. [Bu yazı Türkçe Kitab-ı Mukaddeste de vardır.] | |
| | | ubeyd Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 25 Nerden : Ankara Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: Hristiyanlık Çarş. Şub. 11, 2009 3:39 pm | |
| Bugünkü Hıristiyanlığın esasları Hazret-i İsa 30 yaşında iken, Benî İsrail'e peygamber olarak gönderildi. Bozulan Yahudiliğin hükümlerini nesh edip yürürlükten kaldırdı. Hazret-i İsa'ya inanmayan Yahudiler, onu Romalılara şikayet etti. Kudüs'teki Romalıların Yahudi valisi Pilatus, Hazret-i İsa'nın yakalanıp çarmıha gerilmesini emretti. Havarilerden biri olan Yehuda, onu Romalılara ihbar etti. Askerlerle beraber yerini göstermeye gidince, Allahü teâlâ Yehuda'yı Hazret-i İsa'nın şekline çevirdi. Askerler aradıkları İsa'nın bu olduğunu sanarak, Yehuda'yı çarmıha gerdiler. O anda Allahü teâlâ Hazret-i İsa'yı göğe çıkardı.
Hak din olan İsevilik yayılmaya başlayınca, Yahudiler ile Yunanlılar ve Romalılar karşı çıktılar. Bolüs [Pavlos] adındaki bir Yahudi; Hazret-i İsa'ya inandığını söyleyerek asıl İncil'i yok etti. Ortaya çıkan kişiler 12 havariden ve Bolüs’ten işittiklerini yazdılar. Böylece birçok İncil meydana geldi. Yunan felsefesi ile yetişen Bolüs, Havarilerden Barnabas’ın yakın arkadaşı idi. Bozuk fikirlerini ona da aşılamak istedi, başaramayınca, açıkça düşmanlığa başladı. Bolüs, İsevi görünüp kendisini din âlimi tanıtarak; "İsa, Allah'ın oğludur" gibi birçok şeyler uydurdu. Şarabın ve domuzun helal olduğunu söyledi. Bolüs'ün "İsa'nın haça gerilmesi, hikmet ve kurtuluştur" diyerek ortaya attığı anlamsız iddia; bugünkü Hıristiyanlığın esas felsefesini teşkil etti.
Müslümanların kitaplarından alarak dünyanın güneş etrafında döndüğünü söyleyen Galile, İncillerdeki yanlış bilgiye göre, Engizisyonca müebbet hapse mahkum edildi ve gözleri kör olarak öldü.
Bugünkü Hıristiyanlıkta: 1- Her çocuk günahkâr doğar. 2- Hazret-i İsa, oğul Allah’tır. 3- Allah, insanların günahını affettirmek için, kendi oğlunu haçta öldürtmüştür. 4- İnsanlar, Allah’a dua edemez. Ancak papazlar dua edebilir ve insanların günahını affedebilirler. 5- Papa günahsızdır. Onun her yaptığı iş doğrudur.
Hıristiyanlığın tekrar doğru yola girmesi için, çeşitli çalışmalar yapılmış, reformlar meydana gelmiştir. Papaz Luther, Protestanlığı kurarak bazı düzeltmeler yapacağım derken, Hıristiyanlığı büsbütün bozmuştur. Kilise, toplumun maddi, manevi bütün hayatına hakim olmuştur: a) Kilise günahları itiraf ettirir ve papazlar günah çıkarır. b) Hıristiyanlıkta baba, oğul ve kutsal ruh adına vaftiz olmak kilisenin emridir. c) Nikah kilisede kıyılır. Kilise dışında yapılan nikah geçersizdir.
Son zamanlarda Hıristiyanlıkta Allah inancı hususunda önemli gelişmeler olmaktadır. Katolik Kilisesinin ve Vatikan'ın ileri gelenleri ve bilim adamlarından meydana gelen bir heyetin 7 yıllık bir araştırma sonucunda hazırladığı Evrensel Kateşizm adlı el kitabında, Katoliklerin de İslamiyet’teki gibi "Tek Allah" inancında olmaları gerektiği belirtildi. Papalığın direktifi ile hazırlanan bu kitap 1992’de Fransa'da piyasaya çıktı. Hıristiyanların bu yeni el kitabının, şimdiye kadar bu amaçla hazırlanan diğer papalık yayınları arasındaki en önemli farkı, Allah inancının "Baba-oğul-Ruhül-Kudüs" şeklinde olmaması gerektiğinin açıkça belirtilmesidir. Kitapta (Allah’a yaratılmış varlıkların sıfat ve suretlerinin hiçbirisi yakıştırılamaz; çünkü Allah, tek yaratıcı olup ne erkek, ne kadın ne de insandı) denmekte, bu yeni inancın İslamiyet’teki Allah inancı gibi olması gerektiği açıkça belirtilmektedir.
İnsan hakları, yaratılış esasları ile cinsiyet konuları üzerinde durulan, Vatikan'ın bu yeni eserinde; "Huzurlu yaşamanın anahtarı Yaratan'ı benimsemek ve Tek Allah'ın varlığına inanmaktır" denilmektedir. Bu eser, bilim adamlarınca bir yaratıcıya inanma açısından çok önemli bir gelişme olarak kabul edilmektedir.
Ehl-i kitap ve müşriklik Sual: Hıristiyanlar eskiden beri üç ilaha inandıkları halde, niye önceden kitaplı kâfir idi de, şimdi müşrik oluyor? Eski Hıristiyanların kestikleri yeniyor da, şimdikilerin kestikleri niçin yenmiyor? CEVAP Eskiden resimlere, heykellere secde ediyorlardı. Ellerindeki bozuk İncillere, Tanrı’nın İsa’ya gönderdiği kitaptır diyorlardı. İsa, Tanrı’nın elçisidir, onu çok seviyor, her istediğini yaratıyor. Babanın oğlunu çok sevdiği gibi, Tanrı’ya baba, İsa’ya oğul diyorlardı. Kendilerine şefaat etmesi için, İsa’ya yalvarıyorlardı. Bunlar ehl-i kitap yani kitaplı kâfir ise de, müşrik değildi.
Şimdi ise çoğu, (İsa’da ilahlık sıfatları var. Babası gibi, her dilediğini yaratır. Ebedi, ezeli olarak diridir) diyorlar. Bunun için, böyle bilenler müşrik olmaktadır. Böyle inanmaya şirk denir. Böyle ibadet edilen resimler, heykeller, haçlar put olur. Bu inançtaki Hıristiyanların kestiği hayvanlar yenmez. Ancak, kitap ehli Hıristiyan mı, yoksa müşrik olanların mı kestiği bilinmeyince ve araştırmak da gerekmediği için, Hıristiyan ülkelerinde kesilen hayvanların etlerini yemek caiz olur. | |
| | | ubeyd Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 25 Nerden : Ankara Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: Hristiyanlık Çarş. Şub. 11, 2009 3:41 pm | |
| Hıristiyanlığı bozanlar kimlerdir
Fransızların Saint Paul dedikleri Bolüs = Paulus = Pavlos adında bir Yahudi, peygamber Yahudilerden gelmedi diye, İsevi görünüp, kendini din âlimi tanıttı. Hazret-i İsa’dan sonra ilk işi, hakiki İncili yok ettirmek oldu. İsa, Allah’ın oğlu dedi. Şarabı ve domuzu helal etti. Kıblelerini Kâbe’den güneşin doğduğu tarafa döndürdü. Allah hem bir, hem üç dedi. Yahudi dönmesinin sözleri ilk yazılan dört İncil’e, özellikle Luka’nın İnciline karıştı. Hazret-i İsa’nın sohbetinde bulunan, Hazret-i İsa’nın arkadaşı, yardımcısı yani Havarilerden olan Barnabas, Hazret-i İsa’dan işittiklerini doğru olarak yazdı. Fakat bozuk dört İncillere aldananlar, fırka fırka ayrıldı. Birbirine uymaz 72 fırka hasıl oldu. Pavlos’un düşmanlığı anlaşılarak Kudüs’te iki kere hapsedildi. Sonra Roma’ya götürüldü. Neron tarafından orada başı kesildi.
Pavlos’un hayatı incelenirse, hep Havarileri kötülediği ve onları gözden düşürmeye çalıştığı açıkça görülür. Pek çok Hıristiyan papazı, Pavlos’u Hıristiyanlığın tek kurucusu kabul eder. Çünkü bu papazlara göre, Hazret-i İsa ve Havarileri iman ve ibadet bakımından Yahudiliğe, [Hazret-i Musa’nın dinine] bağlı kalmışlardır. Pavlos buna karşı çıkmış, Yahudilikteki bütün ibadetleri terk ettirmiş, böylece Hazret-i İsa ve Havarilerin bildirdikleri dine zıt bir din ortaya çıkarmıştır. Bu din, Havari Petrus’un, tebliğ etmeye çalıştığı Nasraniliğin dışında, Pavlos’un fikirlerinden meydana gelen bir din oldu.
Papazlar, Pavlos’u, Aziz kabul etmektedir. Pavlos’un yazdığı mektuplar Ahd-i cedid’in sonunda, kutsal kitabın bir kısmını teşkil eder. Luka’nın yazdığı Resullerin işleri kısmı, Pavlos’un hâl tercümesidir. Pavlos’un yazdığı mektuplar da, dört İncile ayrılan yerden az değildir. Pavlos’un bildirdiği şeylerin çoğu, Hıristiyanlığın iman esaslarını teşkil eder. Mesela der ki: (Günah, ruh ve beden için ölüm, Hazret-i Âdem’in yasak olan meyveden yemesi ile başladı. Hazret-i Âdem’in neslinden gelen bütün bebekler, bu günah pisliğine bulaşmış olarak doğdular. Tanrı, biricik oğlunu yeryüzüne gönderdi ve Hazret-i Âdem’den beri gelen günahtan kurtardı.)
Pavlos böyle saçma inançla Nasranilikten intikamını almıştır. Hıristiyanlar ise, ona hâlâ Resul Pavlos diyerek, onu Hıristiyan azizi kabul ederler. Hazret-i İsa’yı hiç görmemiş bir kimsenin sözleri ile, dinlerinin inanç ve ibadet esaslarını tespit ediyorlar. Böyle bir dinin de, Allah’ın gönderdiği en son ve en kâmil din olduğunu iddia edebiliyorlar.
İzhar-ül-hak’ta deniyor ki: Pavlos’un çelişkileri çoktur. Resullerin işleri kitabında deniyor ki: Onunla beraber yolculuk edenlerin nutku tutuldu. Sesi işitiyor ama kimseyi görmüyorlardı. (Bab 9/7) Benimle beraber olanlar nuru gördüler. Ama bana söz söyleyenin sesini işitmediler. (Bab 22/9) Bab 26’da ise sesten hiç bahsedilmiyor. Yani üç ifade birbirini tutmuyor.
Yine deniyor ki: Rab ona dedi ki: Kalk şehre gir, ne yapman gerekiyorsa sana söylenecek. (Bab 9/ 6) Rab bana: Kalk Şam’a git, orada ne yapılması gerekeceği sana söylenir. (Bab 22/10)
Kalk ayakta dur. Çünkü hem gördüğün şeylerde, seni şahit tayin etmek için sana göründüm. Seni, kendilerine göndereceğim milletlerden de kurtaracağım. (Bab 26/17,18)
9. ve 22. babdakilerden, onun yapacakları, şehre vardıktan sonra, kendisine açıklanacağı söylenmiş iken, 26. babdakilere göre, sesi işittiği yerde ne yapacağı kendisine söylenmiştir. Nur görünce hepimiz yere düştük. (Bab 26/14)
Halbuki, 9/7 babda, onunla beraber bulunanların nutku tutulur, ses çıkaramaz olurlar. 22 babda ise, nutku tutulmak diye bir şey yok.
Hıristiyan düşünürler, İncilleri bu çelişkilerden kurtarmaya çalışıyorlar | |
| | | ubeyd Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 25 Nerden : Ankara Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: Hristiyanlık Çarş. Şub. 11, 2009 3:42 pm | |
| Hıristiyanlıkta Teslis inancı İlk yazılan üç İncilin [Matta, Markos, Luka] hiçbirinde Teslise dair tek bir harf bile yoktu. 4. olarak ortaya çıkan Yunanca Yuhanna incilinde, Yunan filozofu Eflatunun teslis fikri görüldü. Barnabas İncilinde Allah’ın bir olduğu bildiriliyor. Kostantin, Eflatun’un teslis [Trinite] fikrini yeni İncile koydurunca, Papaz Aryüs, (Teslis yanlıştır, Allah birdir, İsa Onun oğlu değil, kuludur) deyince, Hıristiyanlar, onu aforoz ettiler. Aryüs Mısır’a kaçtı ise de, yine kurtulamadı, orada öldürdüler.
Teslis, Hıristiyan dininin esasıdır. Allah hem üç, hem bir derler. Bunlardan bir kısmı, Baba, Oğul ve Ruhulkudüs olarak kabul ederler. Bir kısmı da, Allah, Meryem, İsa derler. Hazret-i İsa için (Oğul tanrı, beşer [insan] cesedine girerek Hazret-i Meryem'den doğmuştur) diyorlar. Yani onun hem doğduğuna inanıyorlar, hem de ilah olduğuna. Doğmuşsa mahluktur [yaratıktır], buna Halık [yaratıcı] denir mi hiç? Hıristiyanlar, Ruhulkudüs'ün Baba tanrıdan çıkıp İsa'nın cesedi ile birleşmiş bulunduğuna inanırlar. Müslümanlıkta Ruhülkudüs, dört büyük melekten Hazret-i Cebrailin adıdır. Bütün insanlara ruh üflediği gibi Peygamberlere de vahyi bildirir. Bütün ruhlar gibi Ruhülkudüs de yaratılmıştır.
Hıristiyanlar, Hazret-i İsa’nın çok ibadet ettiğine, daha sonra Yahudiler tarafından öldürüldüğüne, öldürülmek istenildiği zaman kaçıp gizlenecek bir yer aradığına, gizlendiği yerde tutularak asılırken şiddetli acılar çektiğine, (Ya Rabbi, beni niçin terk ettin?) diye Allah’a, halinden şikayet ettiğine, öldürüldükten sonra da Cehenneme gidip Hazret-i Âdem ile onun neslinden olan bütün peygamberleri oradan çıkardığına, üç gün sonra ölülerin arasından kalkıp göklere çıktığına ve Baba tanrının sağ tarafında oturduğuna inanırlar. Yani Hazret-i İsa, sonradan yaratılmıştır. Hazret-i Meryem'den doğmuş, süt emmiş, yiyip içmiş, insanlar arasında çocukluk ve gençlik çağını geçirmiştir. Şu halde sonradan olmuştur. Sonradan olan ve yiyip içmeye muhtaç olan birisi tanrı olamaz. Bu nasıl tanrı ki, Yahudilerin elinde aciz kalıp kurtulmak için bir sığınacak yer aramak gereğini duymakta, nihayet onların elinde çarmıhta öldürülmektedir?
Hem tanrıdır hem de çok ibadet ederdi denmektedir. Tanrı kendisine ibadet eder mi? Baba’nın sağına oturdu dendiğine göre, bu da kendisinin baba tanrıdan ayrı bir varlık olduğunu kabul etmek ve ona bir mekan isnat etmek olur. Tanrının ayrı bir tanrıya ve mekana ihtiyaç duyması acizliktir. Başka bir tanrıya veya mekana yahut başka bir şeye ihtiyacı olan tanrı olamaz.
İncillerde oğul tabiri, herkes için geçmektedir. Mesela Matta’nın yazdığı İncilde deniyor ki: (Ne mübarektir barışçılar, çünkü onlar Allah’ın evladı diye anılacaklardır.) [5/9] (Göklerde olan babanın evladı olasınız.) [5/45]
Eğer baba ve oğul olmak Hazret-i İsa hakkında gerçek anlamda ise, insanlar hakkında da, gerçek anlamda olur. Sadece Hazret-i İsa değil, bütün insanlar Allah’ın oğlu olur. Eğer baba tabiri insanlar için mecaz ise, Hazret-i İsa için de mecaz demektir.
Matta İncilinde Hazret-i İsa’ya peygamber deniyor: (Orşelim'e girdiğinde, bu kim diye şehir galeyana geldi. Halk da bu Nasıralı İsa peygamber, dediler.) [21/10-11]
(Haça gerildikten sonra o Peygamber, elbisemi aralarında taksim edip kaftanım üzerine kur'a attılar demiştir.) [27/35]
(İsa, bir peygamber kendi vatanından başka yerde de itibarsız değildir, dedi.) [13/ 53- 54]
Hıristiyanlar, kendi yazdıkları kitaba da inanmıyor, İsa peygamber değil, ilah diyorlar. | |
| | | ubeyd Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 25 Nerden : Ankara Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: Hristiyanlık Çarş. Şub. 11, 2009 3:43 pm | |
| Bugünkü Tevrat ve İnciller İyice tetkik edilirse, Tevrat ve İncillerde mevcut olan yazıların üç membadan geldiği kolayca görülür: 1- Bunların bir kısmı Allah kelamı olabilir. 2- İkinci kısımda yazılı olan sözler Peygamberler tarafından söylenilmiş olabilir. 3- Üçüncü kısımdaki sözlerin bir kısmı İsa aleyhisselamın havarileri tarafından bir kısmı bazı tarihçilerin rivayetlerinden, bir kısmı ise, kimin tarafından ve niçin söylendiği bilinmeyen rivayetlerden ibarettir. Bugün elde bulunan Kitab-ı mukaddesin büyük bir kısmında, kim tarafından söylenildiği bilinmeyen, fakat muhakkak insan sözü olduğu hemen anlaşılan sözler çoktur. Bunları Allah kelamı olarak kabul etmek imkansızdır.
İçinde bir kısım Allah kelamı, bir kısım Peygamber sözü, fakat büyük bir kısmı insanların muhtelif rivayetleri bulunan bir kitap Allah kelamı olarak kabul edilemez. Hele (insan sözü) olan kısımlarında türlü türlü yanlışlıklar bulunması, aynı hususu anlatanların birbirinden çok farklı ifadeleri, verilen rakamların birbirini tutmayışı bugünkü Tevrat ve İncillerin tamamen bir insan eseri olduğunu açıkça ispat etmektedir. Bugünkü İncillerin Allahü teâlânın kelamı mı, yoksa insan eseri mi olduğu hakkında Hıristiyan din ve fen adamları ne diyorlar?
Moody İncil Enstitüsü’nden Dr. Graham Scroggie, İncil Allah kelamı mı? adlı kitabında diyor ki: (Kitab-ı mukaddes insan eseridir. Bazı kimseler, neden olduğunu anlamadığım sebeplerden ötürü, bunu inkâr etmektedir. Kitab-ı mukaddes, insanların dimağında teşekkül etmiş, insanlar tarafından, insan dili ile insan eli ile yazılmış ve tamamen insan karakteri taşıyan bir eserdir.) [S.17]
Hıristiyan din adamı olan Kenneth Cragg ise şöyle diyor: (Kitab-ı mukaddesin Ahd-i Cedid kısmı, Allah sözü değildir. Burada doğrudan doğruya insanların anlattıkları hikayeler ve herhangi bir işin nasıl yapıldığını gören insanların görgü şahitliği vardır. Sırf insan sözü olan bu kısımlar, kilise tarafından insanlara Allahü teâlânın kelamı gibi nakledilmektedir.)
Teolog Prof. Geyser: (Kitab-ı mukaddes Allah kelamı değildir. Ama, buna rağmen kutsal bir kitaptır) diyor.
Demek ki, bugünkü Kitab-ı mukaddes hakkında, Batılı ilim adamları ile birlikte vereceğimiz karar şudur: Kitab-ı mukaddes, Allah kelamı değildir. Allah kelamı olan hakiki Tevrat ve İncil, bugün tamamen başka bir kitap haline dönüşmüştür. Bugünkü İncillerde Allah kelamı olması düşünülebilen sözler yanında, başkaları tarafından ilave edilen birçok sözler, tahminler ve hikayeler vardır. İncillerin hepsi Allah kelamı olsa bile, Kur’an-ı kerimde olduğu gibi, bir medeni hukuk, bir ceza hukuku yoktur. İncillerle bir muhtarlık bile idare edilemez.
İkinci husus, İnciller Allah kelamı bile olsa, artık onlar nesh edilmiştir. Âdem aleyhisselama, Nuh aleyhisselama inen kitapların aslı bulunsa bile onlarla amel edilemez, çünkü onlar yürürlükten kaldırılmıştır. Allahü teâlâ kaldırmıştır. Onun en son gönderdiği din ile amel etmek gerekir. Öyle olmasa idi, Allah bir tek kitap gönderir, bütün peygamberlere bununla amel edin derdi. İman edilecek hususlar bütün dinlerde aynı olduğu gibi amel edilecek hususlar da aynı olurdu. Hıristiyanlığı nesh etmese idi, Müslümanlığı göndermezdi.
İncillerin değiştirilmesi Sual: Dört incilin zaman zaman değiştirilip basılmasının sebebi nedir ki? CEVAP İncilleri zamanın şartlarına uydurabilmek ve dört incil arasındaki çelişkileri azaltmak için değiştiriyorlardı. Bir başka sebebi de, kazanç sağlamak içindir; çünkü ister inansın, ister inanmasın, her Avrupalının evinde bir Kitab-ı mukaddes [Tevrat ve İncil] vardır. Hele Avrupalı köylülerin çoğu, Kitab-ı mukaddesten başka bir kitap okumazlar. Avrupalıların kültür seviyesi, çok kimsenin zannettiği kadar yüksek değildir. Köylerde oturanlar okuma yazma bilirlerse de, dünyadan haberleri yoktur. Ancak, Kitab-ı mukaddes okurlar. Onun için, gözden geçirilmiş ve düzeltilmiş her yeni Kitab-ı mukaddes, milyonlarca nüsha basılmakta ve basanlar her sene milyarlar kazanmaktadır. | |
| | | ubeyd Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 25 Nerden : Ankara Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: Hristiyanlık Çarş. Şub. 11, 2009 3:44 pm | |
| Kur’anda HıristiyanlarYahudiler hakkındaki âyetlerden bazıları şunlardır: 1- Tevrat’ı değiştirdiler. (Bekara 79) 2- Peygamberleri öldürdüler. (Âl-i İmran 183) 3- Hazret-i İsa’yı öldüremediler. (Nisa 157) 4- Fesat çıkardılar. Allah’a cimri dediler. (Maide 64) 5- Hazret-i Meryem’e iftira ettiler. (Nisa 156) 6- İman edenlere en şiddetli düşmanlık edenler Yahudi ve müşriklerdir. (Maide 82) 7- Üzeyir Allah’ın oğlu dediler. (Tevbe 30) 8- Kıskançlık ve maddi çıkar yüzünden Kur’ana inanmadılar. (Bekara 146) 9- Çoğu iman etmeyecektir. (Bekara 100; Nisa 155) 10- Allah’ı inkârlarından dolayı lanete uğradılar. (Bekara 88-89)
Kur’ana göre Hıristiyanlar 1- Meryem oğlu Mesihe, Allah diyenler, kâfir olmuştur. (Maide 72) 2- Allah üç ilahtan biridir diyenler kâfir olmuştur. (Maide 73) 3- Meryem oğlu Mesih bir Peygamber, anası da sadık bir kadındır. (Maide 75) 4- İsa Mesihe Allah’ın oğlu dediler. (Tevbe 30) 5- Yahudilere göre, Hıristiyanlar Müslümanlara daha yakındır. (Maide 82)
Yahudi ve Hıristiyanların ortak yönleri: 1- Bilginlerini, rahiplerini Rabler edindiler. (Tevbe 31) 2- Yahudi bilginleri ve Hıristiyan rahipleri halkın mallarını yediler. (Tevbe 34) 3- Allah’ın oğullarıyız dediler. (Maide 18) 4- Bile bile hakkı gizlediler. (Âl-i İmran 71) 5- Allah çocuk edindi diye iftira ettiler. (Bekara 116) 6- Allah’ın âyetlerini inkâr ettiler. Âl-i İmran 70) 7- Allah’a iftira ettiler. (Âl-i İmran 78) 8- Yahudi ve Hıristiyanlar, birbirinin dostlarıdır. (Maide 51) 9- Resulullah, dinlerine girmedikçe, Yahudi ve Hıristiyanlar ondan razı olmazlar. (Bekara 120) 10- Dinlerinde aşırı gittiler. (Nisa 171) 11- Kitaplarındaki bilgileri gizlediler. (Maide 15) 12- Ehl-i kitap, “Cennete ancak Yahudi ve Hıristiyanlar girecek” dediler. (Bekara 111) 13- Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, Cehennem ateşinde ebedi olarak kalırlar. Onlar, halkın en şerlileridir. (Beyyine 6)
Bu âyet-i kerimelerden açıkça anlaşılıyor ki, Yahudiler Tevrat’ı değiştirdiler. Hazret-i Musa’nın dini değişince Allahü teâlâ, İncil ile Hazret-i İsa’yı gönderdi. Hazret-i İsa’nın dini de bozulunca, İncil, İnciller haline gelince, Allahü teâlâ, İslamiyet’i göndermiştir. | |
| | | ubeyd Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 25 Nerden : Ankara Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: Hristiyanlık Çarş. Şub. 11, 2009 3:46 pm | |
| Yehova şahitleri kimdir Bu dinin kurucusu Amerikalı papaz Charles Russel’dir. İlkokul mezunudur. 1872 yılında kurmuş, 1916’da ölmüştür.
“Bin yıllık krallığın peygamberi” olarak kabul edilir. Önceleri Protestan presbiteryan kilisesine bağlı iken, sonra Protestan congregasionalist kilisesine üye oldu. Buradan da ayrıldı.
Russel, satışa çıkardığı bir buğdayın çok fazla ürün vereceğini, bu buğdayın mucizeli olduğunu ilan etti. Bu yalana inananlar bir avuç buğdayı 60 dolara alarak ektiler. Fakat istenilen ürünü alamayanlar, dolandırıldıklarını anlayanlar mahkemeye verdiler. Mahkemede bu buğdayın diğer buğdaylardan farkı olmadığını itiraf etti ve mahkum oldu.
Evlatlık kızı Rose Boly’ye tecavüz ettiği için karısı Maria Francis tarafından mahkemeye verilmiş ve mahkemede suçunu itiraf ederek hüküm giymiştir. Mahkeme, Russel’in “yalan yere yemin eden” bir yalancı olduğuna dair de bir hüküm vermiştir.
Bu din, bir zamanlar Russelizm adıyla anılmış ve bir cins Luthercilik olarak görülmüştür. Hedefleri tanrının denetiminde Hazret-i İsa’nın liderliğinde bir dünya krallığı, tek tip toplum düzeni kurmaktır. Yehova şahitleri 1917-1928 yılları arasında inançlarında 148 kadar değişiklik yaptılar. Karmakarışık bir inanç sistemi haline gelen Yehovacılık, gerçek Hıristiyanlık iddiası ile ortaya çıkmasına ve Yahudilikle Hıristiyanlık karması gibi görünmesine rağmen onlardan tamamen farklı bir inanış haline geldi.
Yehova: Bu kelimesinin aslı Yahvedir. Yahve İsraillilerin milli ilahlarının adıdır. Bu din, önceleri “Russel tarikatı” adıyla çalışıyordu. 1931’de “Yehova şahitleri” adıyla meydana çıktı. Dört incili esas alırlar. (İsa’nın dünya krallığı başladı) diyerek, devletlerin sonunun yaklaştığını, tarihler vererek ortaya atmışlardır. Bu tarihler, 1914, 1918, 1925 ve 1975’tir. Tabii hepsi de boşa çıkmıştır.
Yehovacılar, yeni yorumlarla ayrı bir akım, ayrı bir Hıristiyanlık dini şeklinde görünürler. Bazı Hıristiyanlar (İsa üç tanrıdan biridir) derler. Yehovacılar için tek ilah Yehova derler ise de, (İsa, Yehovanın oğludur, üstün bir varlıktır) derler. Hazret-i İsa’yı ilah olmaktan çıkarmaları ve ruhu kabul etmemeleri Katolik, Ortodoks ve Protestanları kızdırmıştır.
Yehovacılara göre de, diğer Hıristiyanlar gibi, her çocuk günahkâr doğar. İnançlarını aşılamak için, Hıristiyanlıklarını gizlerler. Yehova yerine “Allah” ve diğer İslami terimleri kullanırlar. Bunlara ancak cahiller kanar, dinini bilen hiçbir Müslüman kanmaz.
Bunlar ahirete inanmaz. Cennetin dünyada olacağına, Hazret-i İsa’nın oradaki krallığına inanırlar. Ruhun ölmezliğine inanmazlar. Üçleme inancını yorumlamaları, bazı Hıristiyan mezheplerden farklı olmakla birlikte, onu reddetmezler. Dünya onlara göre bâkidir. Kendilerini bir millete ve vatana bağlı hissetmezler. Hıristiyanlık inancını benimserler. Hatta kendilerini asil Hıristiyan olarak tanıtırlar. Bayrağa karşı çıkarlar, milliyet ve vatan sevgisini reddederler. Vatan bütünlüğü, vatan savunması ve askerlik yapmaya karşıdırlar. Zina dışında herhangi bir sebeple boşanmaya ve İncillere aykırı olduğunu ileri sürerek kan nakline karşı çıkarlar.
Tatlı, okşayıcı dillerle gençleri aldatmaya, Hıristiyan yapmaya çalışıyorlar. Çeşitli yollardan ele geçirdikleri adreslere broşür ve kitap gönderiyorlar. Şık, süslü giyinmiş güzel kızlar, kapı kapı dolaşarak, evlere bu kitap ve broşürleri bırakıyorlar. Bu oyuna gelmemelidir.
Yahudilik dışında bütün dinleri düşman bilirler. Yöneticilerin hemen hepsi Yahudidir. Yahudilerin 19 kitabını bunlar da mukaddes kabul ederler. 144 bin seçkin Yahudinin dünyayı yönlendireceğine, Cennetin dünyada olacağına, Hazret-i İsa'nın dünyadaki Cennette krallık kuracağına, Yehovacıların dışında herkesin ölüp bir daha dirilmeyeceğine ve ölen Yehovacıların dirileceğine ve bir daha ölmeyeceğine inanırlar. Her çocuk günahkâr doğar derler.
Bunlar, birçok yönden Selefiyecilere (Necdilere) benzerler.
Bazıları şöyledir: 1- Yehovacılar, "İlk Hıristiyanlar gibi, İncillere sarılalım" derler. Selefiyeciler de, "Yalnız Kur'ana sarılalım" derler.
2- Yehovacılar da, selefiyeciler de mezhebe, tarikata karşıdırlar. Selefiyeciler, birçok tasavvuf büyüğüne kâfir derler.
3- Yehovacılar, ilk Hıristiyanların yolunda olduklarını söylerler. Selefiyeciler de aynı mantıkla ilk Müslümanların yolunda olduklarını söylerler. (Selef, ilk Müslümanlar manasına gelir.)
4- Yehovacılar Cehennemi inkâr ederler. Selefiyeciler de, pirleri olan İbni Teymiye gibi Cehennem sonsuz değil derler.
5- Yehovacılar, Allah insan gibi düşünür diyerek "Tanrının düşüncesi" tabirini kullanırlar. Selefiyeciler de, "Kur'ani düşünce, İslam düşüncesi" gibi tabirler kullanırlar. Halbuki İslamiyet’i bir düşünce olarak kabul etmek küfürdür.
6- Yehovacılar da Selefiyeciler de, Allah gökte derler.
7- Yehovacılar ruha inanmaz, "elektriğe benzeyen kişiliksiz bir kuvvet" derler. Bazı selefiyeciler de meleklere, rüzgar, tabiat kuvvetleri derler.
8- Yehovacılar, doğum günü kutlamazlar. Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler. Selefiyeciler de doğum günü olan mevlidi bid’at sayar, Peygambere tapmak derler.
9- Yehovacılar, kadere inanmazlar. Selefiyecilerin bir kısmı da kadere inanmaz.
10- İncilleri işlerine geldiği gibi yorumlar, Yehovacı olmayanlara kâfir derler. Selefiyeciler de, Kur'anı işlerine geldiği gibi yorumlarlar. Selefiyeci olmayanlara müşrik derler.
İbni Sebe, bir Yahudi’dir, Hıristiyanlığı bozan Pavlos da Yahudi’dir. Selefiyecilerin Yehovacılara benzemeleri tesadüf değildir. Her bozuk fırkanın altında, bir Yahudi veya İngiliz parmağı vardır. Her taşın altında onlar gizlidir. | |
| | | ubeyd Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 25 Nerden : Ankara Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: Hristiyanlık Çarş. Şub. 11, 2009 3:47 pm | |
| Süryaniler
Süryanice konuşurlar. Katolik kısmından, Yakubiye fırkasındandırlar. Monofisiye inancında olup, İsa tanrıdır derler. Urfa patriki olan Yakub-i Berde’i tarafından kuruldu. Antakya patriki Mihaili Süryani tarafından yayıldı.
Mihail, miladi 1126 yılında doğdu. 1199 senesinde öldü. Yakub [m. 578] de ölmüştür. Hıristiyanlıkta monofisiye inancını, ilk olarak, İstanbul patriki Utiha çıkarmıştı. İskenderiye patriki Dioskorüs de buna uymuştu. Miladi [451] deki Kadıköy toplantısında, Dioskorüsün fikirleri red edilmişti. Miladın 405 senesinde ölmüş olan Mar-Maron isminde bir katolik papazı da Maroni fırkasını kurmuştur.
Suriye’deki Hıristiyanların bir kısmının Süryani, bir kısmının da Maroni oldukları Kamus-ül-a’lamda yazılıdır. | |
| | | | Hristiyanlık | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
|
|
|